Yurt dışında okumaya karar verdiniz. Tabii olarak bunun belli ölçüde maddi götürüsü olacaktır.
Maddiyat, kişiden kişiye değişebilen bir konu. Vereceğim örneklerde ve karşılaştırmalarda, İstanbul’da yaşayan orta ve üstü sınıfları baz alacağım.
Üniversiteleri karşılaştırırken, maalesef, artı kısmı hep yurt dışındaki üniversitelerin tarafında olacak. QS University Rankings’e göre 2015-16 dönemi için üniversite sıralamasına bakınca ilk 500 üniversite arasında 5 adet Türk üniversitesi var. Bilkent Üniversitesi, 394. olarak en yüksek sırayı almış…
Sadece eğitim açısından karşılaştırınca dahi, ülkenin üniversitelerinden daha kaliteli eğitim alma ihtimaliniz oldukça yüksek. O halde yurt dışında gideceğimiz okul, buradaki seçeneklerimizden daha kaliteli olacak. Hem fikiriz bu konuda.
Düz mantıkla da düşünürsek, daha kaliteli olan şeyin daha pahalı olması beklenir. Peki gerçekte bu iş böyle mi?
Ön yargılar
Tatil-iş-eğitim konularında yurt dışı konusu açıldığında, etrafımızda her zaman “…diyorlar” fiili ile biten cümleler kuran arkadaşlarımız olur. Kulaktan dolma bilgilerle birlikte ön yargılarımız oluşur. Bir noktaya kadar doğruluk payı olsa da, bu bilgiler her zaman eksik, çoğu zaman ise yanlıştır.
Örnek üzerinden gidelim. Amerika’da MBA arıyorum, ve okul fiyatlarının yüksekliğinden herkes haberdar. QS sıralamasında 327. sırada olan George Washington University’de bile bir MBA programı 90.000$ ile 110.000$ arasında değişiyor. Ortalama bir Amerikan üniversitesinde ise MBA yapmanın maliyeti 25.000$’dan aşağıya gelmeyecektir. Bilkent Üniversitesi’nde MBA yapmak ise yaklaşık 16.000$’a denk geldiğine göre, Amerika’da MBA yapmak, ülkemizin (hem de en iyi okulunda) okumaktan çok daha pahalı. (Tabii ki bu sonuçlara burs alamadığınızı düşünerek ulaşıyoruz. Burs alma konusuna tıklayıp ulaşabilirsiniz)
Aynı arayışımıza Avrupa’da devam edelim. QS’in business school sıralamasına göre Avrupa’nın en iyi ikinci, dünyanın ise en iyi 7. okulu, İtalya’dan Bocconi Üniversitesi. Bocconi’de her hangi bir master yapmanın maliyeti ise 12.800$ civarında.
O halde sonuç şu:
QS sıralamasına göre: Bocconi>George Washington>Bilkent
Pahaya göre: George Washington>Bilkent>Bocconi
En kısa sonuç:
Eğitim söz konusuysa, en pahalı olması en kaliteli olması anlamına gelmez. “Ben en iyi eğitimi almak istiyorum” diyorsanız, Türkiye’de verdiğinizden daha ucuza bile bunu bulmanız mümkün.
Lisans eğitimdeki durumlar
Şu ana kadar verdiğim örnekler hep lisans üstü eğitimle alakalıydı. Peki lisans eğitimi almak isteyenler için durum ne?
Tıpkı lisans üstü gibi, lisans seviyesinde de kalite ile maddiyat paralel değil. Hele ki amacımız en kaliteli eğitimi alabilmek ise, İstanbul’da adı sanı duyulmamış üniversitelerin talep ettikleri ücretlere(hatta daha da ucuza), dünyanın en iyi 200 üniversitesinden birinde okuyabilirsiniz. (Tekrardan belirtmek isterim ki, bu yazıda burs kavramından bahsetmiyorum bile.)
Size çok açık 2 örnek vereceğim. QS sıralamasında 177. sırada olan Hollanda’nın Nijmegen şehrindeki Radboud University’i ele alalım.
Avrupa Birliği dışından gelen öğrenciler için senelik 6.817 Euro.
Türkiye’den vereceğim örnek ise, QS’in ve İstanbul’da E-5 Merter kısmından geçmeyenlerin adını dahi duymadığı Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nden olacak.
Yorum yapmama gerek bile yok.
Sonuç
Duyduğunuz her şeyi unutun. Yurt dışında eğitimin çok pahalı olduğu sadece bir ön yargı. Kısa yazmak adına sadece birer örnek gösterebildim. Size tavsiyem; vaktiniz olduğunda muhakkak yurt dışındaki üniversitelerin fiyatlarına bakmanız. Vaktiniz yoksa bana ulaşın. Size daha fazla örnek gösterebilirim.
Merhaba
Kızım bu eylül ayında yurtdışı üniversitelere başvuracak
Özellikle motivasyon letter konusunda yardımınızı rica ederim
LikeLike