Problem çözme becerisini (benim her ne kadar hoşuma gitseler de) yaş-havuz-işçi vb. problemlerle kazandırmaya çalışıyoruz. Bu anlayış maalesef öğrencilerin sadece sonuca odaklanmasına ve neredeyse hiç düşünmeden hareket etmesine yol açıyor. Bunu vurgulamaya devam edeceğim: Matematik öğrenmek için düşünmek farzdır.
Karşılaştığı 100 yaş probleminin tamamını çözen bir öğrenciyle ilgili kesin olarak bilinen iki şey vardır; bu öğrenci harikulade bir taklit refleksine ve aritmetik yapma kabiliyetine sahiptir.
Taklit etmek bir noktaya kadar büyük yarar sağlasa da, orijinal bir problemle karşılaşıldığında çözüm yolu üretmenize yardımcı olamaz.
Boşluk Yarışı
Strateji geliştirmek; problem çözme yetisini doğrudan olumlu bir şekilde etkiler. Bunun için en başta aritmetiği bir kenara bırakıp düşünmeyi ve strateji geliştirmeyi ön plana çıkaran sorularla uğraşmak gerekir.
Bu tür oyunların&soruların matematikle bir alakası yokmuş gibi görünse de aslında ilişki tahmin edemeyeceğiniz kadar yakındır. Bir matematik sorusunun cevabı gayet tabii ki bir paragraf olabilir.
İki kişilik bu oyun için kağıt ve kalemden başka bir şeye ihtiyacınız yok. Oyuncular en son iki kutu boş kalana dek sırayla X işareti koyar. İlk oyuncu sona kalan kareler yan yanaysa oyunu kazanır, değilse oyunu ikinci oyuncu kazanmış olur.
Oyunla ilgili düşünülecek çok şey var:
- İlk başlayan olmak avantaj sağlar mı?
- Kare sayısı önemli mi?
- Sırayla bir yerine ikişer X koymak oyunu nasıl etkiler?
- İlk oyuncunun kazanma şansını artırmak için izleyebileceği bir strateji var mıdır?
- İkinci oyuncunun kazanma şansını artırmak için izleyebileceği bir strateji var mıdır?
- Belli hamle sayısından sonra oyunu kimin kazanacağını tahmin etmek mümkün müdür?
Örnek
M. Serkan Kalaycıoğlu